Şükûfezar: Osmanlı’nın İlk Kadın Dergisi ve Kadınların Toplumdaki Mücadelesi
- yüzyılın sonlarına doğru, kadınların toplumda eşitlik ve ifade özgürlüğü taleplerinin yükseldiği bir dönemde, Osmanlı’nın ilk kadın dergisi olarak büyük bir ses getiren Şükûfezar yayın hayatına başladı. 1886 yılında, (bazı kaynaklarda 1884 olarak da belirtilir), “çiçek bahçesi” anlamına gelen bu dergi, dönemin önde gelen aydınlarından Maarif Nazırı Münif Paşa’nın kızı Arife Hanım tarafından çıkarıldı. Bu önemli yayın, Osmanlı’da kadınların sesi olma misyonunu üstlenerek, kadınların toplumsal hayatta görünürlük kazanmalarına öncülük etti.
Arife Hanım’ın İlk Sayıdaki Güçlü Mesajı
Şükûfezar dergisinin ilk sayısında, Arife Hanım’ın kaleme aldığı başyazı, o dönemde kadınlara yönelik önyargılara meydan okuyan cesur bir duruş sergiledi. Şu ifadeleri özellikle dikkat çekiciydi:
“Biz ki saçı uzun, aklı kısa diye erkeklerin alaycı gülüşlerine hedef olmuş bir taifeyiz. Bunun aksini ispat etmeye çalışacağız...”
Bu sözlerle Arife Hanım, kadınların yalnızca fiziksel özelliklerine göre yargılandığı bir toplumda, onların akıl ve yeteneklerini ortaya koymak adına verdikleri mücadeleyi net bir şekilde ifade etti. Erkeklik ile kadınlığı karşılaştırmaktan öte, kadınların kendi kimlikleri ve yetenekleriyle toplumsal hayatta var olabileceklerini gösterme hedefiyle yola çıktıklarını vurguladı.
Şükûfezar Dergisinin Misyonu ve Kadınlara Etkisi
Şükûfezar, yalnızca bir dergi olmakla kalmayıp, kadınların kendilerine ait bir platform buldukları, düşüncelerini özgürce ifade ettikleri ve birbirlerini destekledikleri bir mecra haline geldi. Dergi, kadınlardan gelen mektupları yayımlayarak, onların görüşlerini geniş bir kitleye ulaştırdı. Bu sayede, kadınların toplumsal yaşamda daha fazla yer edinme mücadeleleri büyük bir yankı uyandırdı.
Şükûfezar’ın yazar kadrosu, çoğunluğu dönemin öğretmen okulu olan Daru’l Muallimat’tan mezun kadınlardan oluşuyordu. Bu yazarlar, kadınların sadece geleneksel rollerle sınırlandırılmadığını, sosyal yaşamda da aktif bir şekilde var olabileceklerini gösterdiler. Yazılarında, erkekler ile kadınlar arasında bir karşılaştırma yapmaktan çok, kadınların bireysel yeteneklerini ve başarılarını öne çıkarmayı tercih ettiler. Bu yaklaşımları, toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasına katkı sağladı.
Şükûfezar’ın Kalıcı İzleri
Şükûfezar dergisinin günümüze ulaşan beş sayısı, toplamda 80 sayfalık zengin bir içeriğe sahip. Her bir sayı 16 sayfa olarak yayımlanmış ve bu sayfalarda, kadınların hayatın her alanındaki varlığını ve mücadelesini gözler önüne seren yazılar yer almıştır.
Kadınların yalnızca ev içi rollerle tanımlandığı bir dönemde, “Biz de varız!” diyerek seslerini duyuran bu cesur kadınlar, Şükûfezar aracılığıyla toplumda büyük bir farkındalık yaratmayı başardılar. Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, günümüze ulaşan bu nadide dergi sayıları üzerinde yaptığı çalışmalarla, Şükûfezar’ı merak eden araştırmacılara ve okuyuculara erişime açtı. Dergiyi incelemek isteyenler, bu önemli kaynağa kütüphane aracılığıyla ulaşabilirler.